YAVRU KEDİLERİN CANINI HİÇE SAYAN DR.a CANIMIZİ TESLİM EDİYORUZ.
Basından aldığımız haberlere göre olay, İstanbul'un güzide semtlerinden Yeniköy ve bu semtin en güzel sitelerinden birisinde geçiyor ve sitede öyle ekonomik yönden orta sınıf gibi, alt sınıf gibi kategorilerde bulunan insanları bulamazsınız çünkü onların aylık geliri kadar ortak giderleri vardır.
Zaten sitenin isminden de belli olmaktadır, hangi ekonomik güce sahip sakinlerin yaşıyacağı. Sitenin adı Tahir Paşa Konakları olursa gerisini siz düşünün artık.
Sitenin sokaklarında alışageldiğimiz sokak hayvanlarını göremezsiniz, barındırılmaz, zaten onlarda uğramaz böyle kendini beğenmişlerin, dünyada paylaşım nedir bilmeyenlerin semtine.
Orada ağzı açık çöp konteynerleride göremezsiniz, kapılarının önünde yada bahçelerinin kenarlarında yıllarca insan gibi insanlara yönelik reklamlarını yaptığımız su kabı, yiyecek tası gibi gereçleri bırakın görmeyi hayal bile edemezsiniz.
Cennet köşelerinde cennet villalar
Orada yaşayan insanlar için sokak hayvanlarıymış, bakıma muhtaç, sahipsiz canlılarmış gibi ifadelerin hiç bir anlamı yoktur, onun içinde kökten yasaklanmıştır bu tür hayvanların site dahiline girmeleri.
Arada yolunu şaşırıp da giren olursa vay haline, zamanında onlar ile iç içe yaşayan sitenin kraldan çok kralcıları yani kapıcıları, yakaladıklarını ya öldürüp çöpe atarlar, yada biraz merhametli olanları çıkarsa bir torbaya doldurup site dışında bir yerleşim alanına yada açlıktan öleceklerini bile bile açık araziye atarlar, çünkü ağa babaları öyle ister, onlar isterde, onlar emir buyururda yerine getirilmezmi, kediymiş, köpekmiş, yavrularıymış hiç önemli değil onlar için, varsa yoksa ağa babalarına yaranmak, yalakalık yapmak, az çok maddi manevi yarar sağlamaktır dertleri.
Önemli olan bu köşklerde, villalarda oturmak değil
Kısaca özetlediğimiz lüks sitede geçen olayın kahramanları birisi bayan olan iki kişidir. Bayan, Nilüfer Nur adında, o sitede sayıları neredeyse yok denecek kadar az olan, bir hayvan sever, yardım sever, merhametli bir hanımdır ve endüstri mühendisidir. Sokakta gördüğü sahipsiz anne kediyi sahiplenmiş, parasıyla aldığı küçük bir kedi barınağına yerleştirmiş, sonuç olarak yavrularıyle birlikte hayatta kalmasını kendisine görev olarak vermiş iyi yürekli insan gibi bir insan.
Önemli olan bu güzel hayvanlarında yaşam hakkı olduğunu bilmektir.
Erkek ise onun hemen yan komşusu, İstanbul'un anlı şanlı cerrahlarından Kalp Damar Cerrahisi Uzman Prof. Dr. Tufan Paker. Oda sitenin diğer çoğunluk sakinleri gibi hayvan sever, hayvan sever ama öyle sokaklarda, garip, zavallı, yaşamları sınırlı kimsesiz hayvanlar değil onun sevdikleri, bilmem kaç bin liralar sayılarak satın alınmış, yerli yada yabancı asil, cins ve fiyakalı, süslü köpekler.
Bunun gibilerin amacı hayvanları korumak, kollamak, sahiplenmek değil, biraz gösteriş, sağa sola hoş görünmek, parasal güç gösterisini ifade etmek ve birazda kendi yarattığı yalnızlığını giderme düşüncesidir.
Olay, Hürriyet Gazetesi muhabiri Fırat Alkaç'ın haberine göre şöyle gelişir:
5.Nisan.Pazar günü ünlü prof. doktorumuz fiyakalı 3 adet köpeği ile site içinde dolaşmaya başlar ve Nilüfer hanımın evinin önünden geçerken, köpekler kedi kokusunu alır ve doğruca kedi evine yönlenir, tabiatıyle anne kedide bunu anında farkeder yavrularını korumak üzere savunmaya geçer, bunu gören, kendisini sözde can kurtarmaya adamış vede yemin etmiş prof.doktor, köpeklerine zarar vereceği düşüncesiyle plastikten yapılma kedi evini tekmeler ve kırar, ardın da utanmadan bağırmaya başlar, kim koydu bunu buraya atın bunu burdan gibi yüksek sesle emrivaki söylemlerde bulunur, büyük adamya kendileri, meşhurya İstanbulda, tanıdıkları kendisi gibi böyyük adamları vardırya, tabi cebide para dolu olunca, bağıracak, çığıracak, emirler yağdıracak dünyayı o yarattı çünkü.
Bu bir insan
Ayrıca o anne kedinin feryadını, yavrularını koruma içgüdüsünü anlıyacak kapasite de değildir zaten böyle insanlar, onların varı yoğu para, ekonomik kazanımlar, gösteri vede ihtişam, onların besinidir bunlar, başka özellikleri, kendilerini kabul ettirebilecekleri hiçbir şeyleri yoktur onların, onun içindirki servetleri elden gittiği an, çareyi intihar etmekte bulurlar.
Prof.doktorun bu haykırışını duyan Nilüfer hanım sese doğru bakarki, ünlü Dr. yavru kedilerin bulunduğu kedi evini kırmıştır tekmeyle, hırsla fırlar kapıdan gelir oraya, haklı olarak çıkışır Paker'e, Peker ise hem suçlu hem güçlü erkek rolünde, kedi evine içinde yavru olduğu halde utanmadan bir tekme daha sallar ve "Atın bu kedileri buradan" der ve kendisine engel olmak isteyen Nilüfer hanımı yere düşürür, erkek ya kendileri böyyük erkek, güçleri ancak kadınlara ve yavru kedilere geçer.
Buda insan
Muhabir Dr.u bulur birde ondan dinleyim der olayı : Ünlü prof.Dr. şöyle savunur kendisini :
"Kutunun içinden bir kedi çıktı, şiddetle bizim köpeklere saldırdı, kedinin uzaklaşması için ayağımı havaya salladım. Bu esnada komşu geldi, bağırmaya başladı, kızıda göğsümden itti" vay be bende inandım doğrusu, ayağını havaya sallamış ve kedi evi kırılmış, rüzgarından olsa gerek ve sen insan olup köpeklerini içinde yavrusu bulunan kedinin mekanına yaklaştırmasan o kedi seni ve köpeklerini umursamaz bile, hiç olmazsa dürüstçe hatanı söyle be adam, senin karşında salakmı var sanırsın.
Ve bizimde yaşamaya hakkımız var diyenler
Kendisini haklı göstermek için sayısız yalan dolana başvuran ünlü prof.dr.un şu cümlesini okuyun ve sonrada kararınızı verin.
" Bahçenin her yeri kedi b....u doldu.Kaldırın bunları. Bunlar genel alanda ise ben tekme atarım. Sana da bir tane çakacağım, göreceksin"
Canımı kurtarsın diye elinde bisturi bulunan böyle bir canavarın önüne uzanın, uzanında hayatınızı kurtarsın, bu prof.u kimler dr.yaptı, kimler prof. unvanını vermiş bilemem ama bu unvanları vereceğiniz adamda önce sevgi, merhamet, acıma ve yaşamda dünyayı paylaşım duygusu varmıdır yokmudur ona bakınız.
Konuk Yazar
Sezai Saral 11.04.15
Tweetle
Bizi Takip Edin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder