9.01.2017

Sincaplar ve Hayvan Sevgisi





SİNCAPLAR ve MÜZİK ENSTRÜMANLARI UYUM İÇERİSİNDE

Sincaplarla müzik enstrümanlarını bir araya getirip güzel bir fotomontaj çalışması sergileyen ve bu çalışmasını kendi sitesi www.hardeko.com/ da yayınlayan fotoğraf sanatçısı ve tasarımcı Geert Weggen İsveç'te yaşamaktadır.

"HARDEKO Armoni ve Tasarım Konstruktion" adlı şirketin sahibi olan Geert Weggen Sincaplarla nasıl karşılaştığını şöyle anlatıyor :

Birkaç yıl önce oturduğum evin bahçesine sincaplar gelmeye başladı, bazı günler 5-6 tanesi birden gelip adeta beni ziyaret ediyorlardı, bende alışmıştım artık onlara.
Onları balkondan ve mutfak penceresinden rahatlıkla görebiliyordum ve karar verdim resimlerini çekmeye, aynı zamanda da kameraya kaydetmeye, derken çok güzel pozlar yakaladım, ayağıma kadar gelen misafirlerimden.

Bu arada "Sincaba Alfabeyi Öğretme" adlı bir çocuk kitabı çalışmalarımda sürüyordu. ve bir "X" ile başlayan bir nesne gibi bazı harfleri karşı karşıya getirdim.
Bu tür çalışmalarımı sincaplar üzerinde uygulamayı düşündüm ve onları müzik enstrümanları ile birlikte fotomontaj yoluyla birleştirmeye karar verdim, ancak hangi poza hangi müzik enstrümanın eşlik etmesi kararı ve uygulaması aylarca sürdü.

Sincaplar bir aktör veya arktris gibi pozlar çıkarıyorlardı ortaya, hem hareketleri hemde yüz ifadeleri çok değişikti ve ben o hareket ve mimiklere en çok uyum sağlıyacak enstrümanları seçmeye çalışıyordum.

Başarılıda oldum sonuçta, enstrümanlarla hareketleri ve mimikleri bayağı uyum içindeydi, İlk etapta çalışmalarım yaklaşık 25 gazetede yayınlandı, çalışmalarım hakkındaki makaleler yaklaşık internette 100 ülkede izlendi, 3 kitap, kartpostallar, takvim de kullanıldı.
National Geographic ve Digitalfoto ve benzerleri gibi dergilerde yayınlandı, ayrıca internette birçok sitede yayınlandı, ödüller aldı, yarışmalarda yarı finalist ler arasına girdi. 


Gitarist 




Kaya kemancı 



Saksafon solosu 



Fanlar 



Sessizlik Lütfen 



Ksilofon Oynarken 



Tartışmalar 



Yıldız 



piyano Konseri 



Kemancı 



Konseri Bırakarak 



İyi Konser



Alkış 



Üç  Ellerle  oynamak 




Müzik Aletleri ile vahşi Kırmızı 

Kaynak:
http://www.boredpanda.com/
http://www.hardeko.com/

AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERDE HAYVAN SEVGİSİ

Doğanın en sevimli ve zeki hayvanlarından birtaneside sincaplardır. Biz ve bizim gibi müslüman vede gelişmemiş ülkelerde doğa sevgisi, dolayısıyle hayvan sevgisi kültürü pek gelişmediği hatta bazı toplumlarda hiç var olmadığı için, sincaplar pek yerleşim alanlarına uğramazlar, uğrasalarda toplum tarafından iyi karşılanmaz. 
Aynen sokak hayvanlarına karşı yaptıkları düşmanca davranışı onlara da gösterirler, hatta daha az gelişmiş ilkellik düzeyindeki toplumlarda yaralayabilirler, öldürebilirler.
Onun için bu sevimli, cana yakın ve güzel hayvanlarla diğer geri kalmış ülke toplumlarında olduğu gibi bizimde pek diyaloğumuz olmaz.

Kaldıki bırakın sincap ve benzeri hayvanları, binlerce yıl önce, insanoğlu tarafından işimize yarasın diye doğal yaşam alanlarından alıp evcilleştirdiğimiz kedi ve köpeklere, işimize yararlı olduğu zaman her türlü yakınlığı ve ihtimamı gösterirken, işimiz bittiği zaman kapı dışarı ettiğimiz, su bile vermekten kaçındığımız, hatta gördüğümüz yerde tekmelediğimiz gerçeği saklanamaz, gizlenemez.

Bu tür insanlıkla bağdaşmayan davranışları biz ve bizim gibi toplumlar gayet de doğal karşılarken, ilkellik sınırını yıllar önce aşmış bulunan gelişmiş toplumlarda yabani olsun, evcilleştirilmiş olsun, işleri düşmüş olsun, yada hiç düşmemiş olsun kapısına, konutuna, bahçesine gelen hayvanlara karşı, bizlere göre hayal dahi edemiyeceğimiz düzeyde yakınlık gösterilir, yiyecek verilir ve dostlukları sağlanır, onun için yabani sayılan sincaplar, o toplumlarda adeta kapı komşusu gibidir.

Gelişmiş ülkelerin insanları böyle güzel ve insancıl kültüre sahip iken, onların seçip yerel veya ülke yönetimine getirdikleri yasama organları, yönetim kademeleride doğal olarak aynı duyarlılık içinde bulunurlar ve hayvanlar konusunda çıkardıkları koruyucu yasa ve yönetmeliklerde toplumun görüş ve duyarlılıklarına parelel uygulamalarda bulunurlar.

Bu konuda geçmiş yılda meydana gelmiş iki olayı örnek vermek isterim :

Olayın birincisi ülkemizde geçiyor:
 (Felçli kediyi öldüren cani) (Türkiye Kedi Katilini Affetti) ve gece vakti bir dükkanın önündeki kutuda koruma altına alınan ve beslenen, üstelikte felçli olan çaresiz bir kediyi, tekmeliyerek işkence ile öldüren ve o canavar ruhlu alçak yaratık böyle bir işkenceyi yaparken yanındaki arkadaşıda seyretmektedir, daha doğrusu oda alçaktır, oda şerefsizdir ve ikisininde insanlıkla uzaktan yakından ilgisi yoktur, olmaması gerekir.


Tesadüf eseri bu feci olay, açık ve seçik olarak Mobese kameralarınca kayda alınır ve savcılığa suç duyurusunda bulunulur, sözde suçlular gözaltına alınır.
İkiside Üniversite öğrencisi olan, canavarlardan seyirci olan bırakılır, işkence yapana ise, kedi sahipsiz sayıldığı için kabahatler kanununa göre 84 TL. ceza kesilir ve canavar serbest bırakılır.

Ancak kediyi dükkanı önünde korumaya alan insan gibi insan (Nadire binde bir belki çıkar böyle insanlar) kedi benimdi der ve avukatı aracılığı ile alçaklar hakkında şikayetçi olur, dava açılır :

Olay karara bağlanır, insanlar sevinir, cezasını bulacak diye, verilen ceza 3 Ay 10 gündür, ayrıca kedi sahibi görünen işyeri sahibine de 1000 TL. tazminat ve canavar cezasını bulur, gülünç vaka.
Yani yargı bu canice olayda, alçak canavarlara derki devam edin, bir kedi yetmez, önünüze geleni öldürün, nasıl olsa heryerde mobese kameraları bulunmaz!!!!

Suç şimdi kimde ?
- 4 Aydan 3 yıla kadar ceza alması gereken alçak canavara en alt kademeden ceza veren hakimde mi?
- Bu kadar indirim yetkisini veren kanunu çıkaran yasama meclisinde mi?
- Böyle bir canavarı insan yerine koyup, onunla görüşenlerde mi? Arkadaş olanlarda mı?
- 15 Yıla yakın eğitim-öğretiminde ona ders veren öğretmenlerde mi? Prof.lerde mi?
- Son olarak ilk ve esas eğitim olarak kabul edilen aile içinde "Hayvanlarda bizler gibi bu dünyada yaşarlar, onlarla ortak yaşamayı kabul et, onlara iyi davran " demeyen, böyle bir eğitim vermeyen ebeveynlerde mi? (Gerçi böyle bir öğretiyi hangi aile veriyorki onlar versin)

İkinci Olay Fransa'da geçiyor: 
(Fransa, kediye işkence edeni affetmedi) Marsilya'lı bir genç, beslediği yavru kedisini, denemek için 2-3 m. yükseklikten aşağı bırakıyor, dört ayak üzerine düşecekmi diye ve olayı kameraya alıp internette yayınlıyor.



Videoyu izleyenler şikayet ediyor, yerel savcı yakalanması için direktif veriyor ve polis 24 saat içerisinde genci yakalıyor ve anında mahkemeye sevkediyor.
Bir müddet sonra kedininde durumu göz önüne alınarak duruşma yapılıyor, kedide gözle görülür herhangi bir yara-bere olmadığı için, sanığa önce 2 yıl hapis ve 30 Bin Euro para cezası veriyor, kedinin sağlıklı olduğu gerekçesiyle cezanın 1 yılı tecil ediliyor.

Genç yaptığı denemenin ceremesini çekecek, 1 yıl yatacak ve 30 Euro ceza ödiyecek.



Adama buyurun burdan yakın derler şimdi, bir tarafta bizler merhametliyiz, bizler vicdan sahibiyiz, çünkü bizler müslümanız diye tozu dumana kadan biz müslümanlara bakın,
Diğer taraftan da elin gavuru dediğimiz Fransız'lara.








Bizi Takip Edin

Share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder